3 Nisan 2014 Perşembe

İtalya Güncesi Part 1:) İtalya'da ne yapılır? Ne yenir, ne içilir?




İtalya ya gitmeye karar verdiniz ya da verme aşamasındasınız ya da yarın yola çıkacaksınız, hangisi bilmiyorum ama buraya geldiğinize göre İtalya'ya dair bir merak uyanmış içinizde. Öncelikle ben en baştan bahsetmek istiyorum yani gezi programımızı nasıl yaptığımızdan;
Biz italya ya 3 bayan gitmeye karar verdik, bunun için uçuş tarihimizden 2 ay önce istanbul-roma gidiş dönüş biletimizi 1000 TL ye thy den aldık. Kalacak yer konusunda pek çok alternatif vardı, otel, hostel vs. Biz oteller pahalı olduğu için hostellere de çok fazla güvenemediğimiz için bed and breakfast larda kalmaya karar verdik. Booking.com ve tatil.com dan şehir merkezine yakın işaretini tıklayarak çeşitli alternatifler belirledik. burda yine pek çok seçenek vardı bunlar içinden de fiyatı en düşük olanları ve puanı da yüksek olanları tercih ettik. temmuz döneminde gittiğimiz için her yer hemen hemen doluydu o yüzden erken rezervasyonda fayda var. Yolculuğumuzun ilk gününde Roma'da kaldık. Roma'da dikkat etmeniz gereken mümkünse Roma Termini ye yakın bir yerde kalmak. Çünkü burası hem merkeze hem de aşk çeşmesi ispanyol merdivenler vs yerlere yakın, Termini tren istasyonları metro istasyonlarından oluşan bir yer. O yüzden şehrin her yerine ulaşım burdan sağlanıyor, havaalanı da dahil.
1. gün Roma'ya gidiş, Biz Roma Fiumiccino Havaalanına indik. Havaalanından terminiye otobüsler var bizim havaş benzeri otobüsler ve fiyatları 5 Euro ya da 15 Euroya trenle gidebilirsiniz. Biz otobüsü tercih ettik. hem ucuz olduğu  hem de kısa bir şehir turu olduğu için hiçte pişman olmadık. Termini de indikten sonra kalacağımız yeri aramaya başladık hatta aradık demeyelim çünkü termininin hemen  karşı çaprazında 3-4 dk yürüme mesafesindeydi.



Tek kişilik odalar 50, çift kişilik oda kişi başı 35 euroydu. kahvaltı vardı (kruvasan, peynir, mısır gevreği, süt vs). bu otelin avantajı kahvaltısıydı ve terminiye çok yakın olmasıydı. gittiğimiz gün çok yorgun olduğumuz için dinlenmek istedik. akşam çıktığımızda terminin alt katındaki marketten meyve su vs alıp karnımızı doyurup odamıza yerleştik. ertesi gün napoliye gidecektik. dönüş uçağımızda burdan olduğu için Roma keşfimizi son günlere bırakmak istedik.
Napoliye trenle gittik. Yine terminiden... Biletinizi buy yourself yazan makinelerden alabilirsiniz. Burda size yardım etmek isteyen kişileri geri çevirin kesinlikle, çünkü bize yardım eden adam daha sonra hepimizden birer euro aldı ve gitti:) burda biletinizi aldıktan sonra dikkat etmeniz gereken bir husus daha var, aldığınız bileti kesinlikle ama kesinlikle onaylatmanız gerekiyor. Bunun içinde sarı ya da yeşil küçük bir makineyi bulmanız gerekiyor. Eğer onaylatmazsanız trende kontrolde 200 euro ceza yemeniz mümkün, başımıza gelmedi biz hep onaylattığımız için ama trende yanımızdaki kız paşa paşa ödedi.
Tren sistemi konusunda şöyle bir durum sözkonusu, İtalya'da tren biletleri eğer first class değilse açık uçlu. Yani bileti mesela yarın 12 treninden aldınız diyelim makineden. Ancak 12 trenini kaçırdınzı veya önce çıkmak istediniz. Kullanabiliyorsunuz. Bu bahsettiğim biletler koltuk numarası seçmediğiniz trenler için. Yani treni kaçırdım vs diye üzülmeyin bir sonrakine binebilirsiniz.
Diğer bir nokta da, mesela treniniz Napoli'ye saat 06.52 de diyelim. Siz hangi perondan bineceğinize bakıyorsunuz bu arada peron onlarda binary demek. Binary platformunuza baktınız 06.52'de napoli treni görünmüyor Floransa görünüyor. Çünkü floransa son durak ancak napoli ara durak. Buna da dikkat etmeniz gerekiyor. Yani her zaman gideceğiniz yer yazmayabiliyor, siz saate göre peronunuzu bulmalısınız. KArışık gibi ama ordayken bu dediklerimin kolaylığını anlayacaksınız.
Bir de trenden otobüse aktarma olabiliyor. Ona da dikkat etmeniz lazım, aktarma var mı yok mu diye.

Napoliye vardıktan sonra biz ilk treni kaçırdığımız için sonrakiyle gelmek zorunda kaldık, o yüzden gecikmeli indik. Napoliye gitme sebebimiz aslında sadece Pompeii ziyaretiydi. Pompeii ye gitmek için trenden indiğimiz istasyondan başka bir trene bindik. Valizlerimizi istasyonda emanet bagaj alan bir yere bıraktık. Pompeii açık hava müzesi gibi çok geniş bir alana yayılmış bir antik şehir. Bizim Efes harabelerinin kat be kat genişi. Buradaki taşlaşmış insanlar gerçekten ürkütücüydü. Pompeii için tvsiyem mutlaka şapka alınız yanınıza ve girişte soldan muhakkak Pompeii haritası alıp önemli yerleri işaretleyiniz. Çünkü alan çok geniş ve nereye gideceğinizi bilemiyorsunuz.
(kaynak: google görseller)

Efsanaye göre Pompeii de sapkınlık hat safhaya gelince Tanrı onları bu şekilde cezalandırmış, Vezüv yanardağının patlamasıyla halk olduğu yerde, o an ne durumdaysa o şekilde taşlaşmış. Gerçekten ürkütücü.
Pompeiiden yine trenle döndük ve otelimizi aramaya koyulduk. Napolide hırsızlık çok fazla ve Romaya göre gerçekten yollar tekin değildi. Burda kalacağımız yeri bulamadık ve ilk bulduğumuz pansiyona yerleştik. Napoliye gittiyseniz pizza yemeden dönmeyin çünkü İtalya gezim boyunca en güzelini ve en ucuzunu burda yedim. 3,5 euroya kağıt inceliğinde harika bir lezzetti. 
Napoliden sonra ilk durağımız Foggia idi. Foggia aslında görülecek bir şehir değil ama bizim işle ilgili bir durumumuz olduğu için gimek zorunda kaldık. Foggia italyanın güney doğusunda küçücük kasaba gibi bir yer. Burdaki insanlar inanılmaz sıcakkanlı ve yardımseverdi. İtalyadaki ilk makarna deneyimimizi burda yaşayalım dedik ancak balıklı istediğimiz makarna midyeli gelince hüsranla sonuçlandı. İtalya da balık yani fish die geçen menülerde deniz ürünlerinin tamamı var sadece balık yok maalesef. Foggia da gezilecek hiçbir yer yok işimizi hallettikten sonra dönüş için yine istasyona gittik. Şimdiki durağımız Floransaydı, Floransa, yaşlanmak istediğim şehir.... 

Floransa'da yine tren istasyonunda indik. İstasyondan taksiyle kalacağımız yere gittik. burada daha önce yer ayırttığımız http://www.casarovai.it/ de kaldık. floransa tüm italya şehirleri içinde en pahalı olanı. Kaldığımız yerde tek kişilik oda 80 euro çift kişilik oda kişi başı 45 euro verdik. Kahvaltı vardı ve odalar inanılmaz temizdi. Kaldığımız yer yine merkeze çok yakındı. Burası eski bir saray binası olduğu için sarayda kalmanında tadına varmış olduk böylece:) 
kaldığımız yer meşhur Duomo Katedraline 10dk lık mesafedeydi, ve diğer bütün müzeler yakındı. FLoransa zaten küçük bir şehir. Biz ilk gün bindiğimiz taksi dışında her yere yürüyerek  gittik. Floransa ya gittiyseniz muhakkak Toskana derisinden yapılmış bir çanta veya bir defter, bileklik vs almalısınız. Fiyatlar çok uçuk değil ve çok güzel modeller var. 
Floransa da kalacak yer de olduğu gibi yemeklerde biraz pahalı. Biz bir tabak salataya 9.5 euro verdik ve hiç güzel değildi. Oraya gitmişken muhakkak ama muhakkak Ponte Vecchio yu yani Eski Köprü yü görmelisiniz. Eskiden burada kasaplar varken o dönem ki prensin emriyle kuyumcularla dolu bir sürü dükkan var burda. Her yer ışıl ışıl, insanlar capcanlı. Bu köprü Arno Nehrinin üzerine kurulmuş ve 2. Dünya savaşını atlatmış. 

(Kaynak: Ben:))
Kuyumcularda gösterişli altınların yanında Cameo takılar da ön planda. Bazı kuyumcular fotoğrafınızı verdiğiniz taktirde sizin bile profilinizden cameo yapabiliyor. Çok güzel takılar mevcut. fiyatlarsa ateş pahası ne yazık ki:( 
   

Floransa da ilk gün şehri keşfetmekle geçti, ünlü Signora Meydanı nı, Accademia Gallery'i görmelisiniz. Floransa çok etkileyici, sokaklar, binalar, insanlar, bu şehrin kokusu bambaşkaydı. Tüm kirli italya şehirlerine inat burda bir elitlik ve temizlik söz konusu kesinlikle. Floransa  gezimizin 2. gününü Pisa ve Sienaya ayırdık. Pisa kulesine gitmek için yine trene bindik ve kişi başı 7,9 euroya pisaya gittik. pisada istasyondan pisa kulesine gtmek için şehir içi otobüs kullandık. Tren istasyonun tam karşısında 2 numaralı sarı hattı yanlış hatırlamıyorsam. Zaten otobüs turist dolu olduğu için anlayacaksınız. Pisa kulesinin girişinde ve içeride bir sürü seyyar satıcı var. eğer küçük hediyelik eşya alacaksanız buralar doğru adres, anahtarlık, magnet ve minyatür pisalar inanılmaz ucuz. turistik olmasına rağmen İtalyadaki en ucuz hediyelik eşyaları buradan aldık. Pisa kulesi çoğu kişi için gitmeye değer bir yer olmasa da ben sevdim ve gidilmesini tavsiye ederim. burada klasik pisa duruşu için insanların girdikleri şekiller gerçekten komikti.

(kaynak: ben:))
bu ve bunun gibi pek çok fotoğraf karesi :)

Pisa dan sonra yine trenle sienaya gittik. Sienaya gidişimiz biraz rötarlı oldu. Tren yolda 1,5 saat bekleme yaptı ve biz geciktik. Sienaya Floransanın küçüğü diyebiliriz. Siena da tren istasyonundan merkeze gitmek için otobüse bindik. 10 numaralı otobüs yarım saatte bir geçiyor ve sizi meydana yakın bir yerde bırakıyor. Burda da yine Duomo yu ziyaret etmelisiniz. Siena inanılmaz büyüleyici bir yer, dar sokakların sonundan ne çıkacağını kestiremiyorsunuz. Siena ya gitmişken Piazza del Campoyu görmeden olmaz. burada yılın belli günlerinde at yarışları düzenleniyormuş biz gittiğimizde geçmişti ama fotoğrafları sokaklarda gördük ve daha önce gitmediğimize pişman olduk. 
(kaynak: http://isik5.deviantart.com)



Siena daki bu meydanın Hz.Meryemin pelerininden ilham alınarak yapıldığı söylenir. meydanın etrafında cafeler restaurantlar var ancak Siena oturmak için değil gezmek için gelinmiş bir yer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder