25 Mart 2015 Çarşamba

Puf Poğaça

Ben üniversitedeyken derslerimiz 8 buçukta başlardı ve ben 8 de bineceğim otobüs için 7.45'te uyanırdım. Dolayısıyla ne kahvaltı ne başka bir şey, derse zar zor yetişirdim. Dersin bitiminde de doğru kantine koşardık Nazlı'yla. 1. ve 2. sınıftayken tek alternatifimiz tost veya simitken sonra kantinimiz el değiştirdi ve bizim lale devrimiz başlamış oldu. Yeni kantincilerimiz bayandı hemde çoook beceriklilerdi. Her gün çeşit çeşit pastalar, börekler yaparlar öğlenleri kısırla, dolmayla o soğuk kantini gün havasına sokarlardı. İşte bu poğaçaları da ilk orada yemiştim. Öyle ki uzunca bir süre tek kahvaltımdı kendisi. 

Gel zaman git zaman sanırım 4. sınıfın ortalarında kantinimiz zarar etmeye başladı ve yine devredileceğini öğrendik. Tabi alışmışız 1,5 yıldır löp löp o poğaçaları yemeye. Gidip ablaya siz yoksanız bari tarifi verin dedik ve aldık tarifi:) O gün bugündür de ailemizin tarifi oldu. Elden ele yayıldı :) Benim aklıma ise son zamanlarda (malum sebeplerden) karbonhidrat dışında  bir şey yiyemememden dolayı bu kurtarıcım geldi. Öyle çok yedim ve hala yemeye devam ediyorum ki... Son 3 haftada 2 tertip yaptım ve buzluğa attım. Sabahları midem bulanınca hoop atıyorum mikrodalgaya 2 tanesini ve indiriyorum mideye. Şu an daha iyiyim geçen haftalara göre ama öncesinde benim sabah öğlen neredeyse akşam bile yediğim tek öğün oldu.  Neyse işte bu upuzun girişten sonra tarifi vereyim, hala yapma hevesiniz kaldıysa :)

1 kg süt
Yarım su bardağı yoğurt
1 paket margarin
1 su bardağı yağ
3 yumurta (2 sarısı dışına)
2 paket yeşil dr. oetker maya
1 fincan şeker
1 tatlı kaşığı tuz

Hazırlanışı: Şekeri, ılık sütü ve mayayı karıştırıyoruz. 5 dk kadar mayanın açılmasını bekliyoruz. Daha sonra içine margarin, yağ, yumurta ve tuzu ekleyip karıştırıyoruz. Daha sonra yavaş yavaş aldığı kadar unumuzu ilave etmeye başlıyoruz. Poğaça hamurunun püf noktası kulak memesinden daha yumuşak bir hamur elde etmemiz gerektiği. Yani hamur neredeyse elimize yapışacak kadar yumuşak olmalı. Daha sonra üzerini streç filmle kapayıp en az 1 saat dinlendiriyoruz. 
1 saat sonra da istediğimiz büyüklükte hamurlar alıp içine peynir koyup şekil veriyoruz. Üzerine yumurta sürdüğümüz poğaçaları 200 derecelik fırında altı ve üstü kızarana kadar pişiriyoruz. 

Havuçlu Kek (Issız adam keki :)

Bu kek benim küçüklüğümden beri yaptığım ve severek yediğim bir tarif. Umarım sizde beğenirsiniz.

Kek:
4 yumurta
2 su bardağı şeker
2 su bardağı havuç
1 su bardağı ceviz
2 su bardağı un
1 çay kaşığı kabartma tozu
1 fiske tarçın

Kreması
1 yumurta
yarım kg süt
7 yemek kaşığı şeker
3 yemek kaşığı un
vanilya
İsteğe göre 1 yemek kaşığı margarin

Kekin yapılışı: yumurtalarla şekeri 7dk mikserle çırpıyoruz. daha sonra üstüne sırasıyla malzemeleri ekliyoruz. Mikserle çırpmadan sadece spatula ile karıştırıyoruz ve daha önceden ısıttığımız 175 derecelik fırınımıza atıyoruz.

Kremanın yapılışı: Krema yapılırken öncelikle sütle yumurtayı iyice karıştırıyoruz. Daha sonra vanilya dışındaki diğer malzemeleri ekleyip karıştırıyoruz. Krema yüksek ısıda kaynamaya başlayınca altını kısıp koyulaşana kadar pişiriyoruz. Son olarak vanilyamızı ve eğer kullanacaksak margarinimizi ekleyip soğumaya bırakıyoruz.

Püf noktası: Kekin hamuru diğer keklerin hamuruna göre biraz koyu olacak.
                    Kremayı da kek soğuduktan sonra eklersek erimeyecektir.

Afiyet olsun :)

8 Şubat 2015 Pazar

Hamarat Hanımlar sitesinde çekiliş var.

Çarpı işini sevmeyen yoktur herhalde.http://www.hamarathanimlar.com/carpi-isi/item/258-isleme-besmele-pano-cekilisi.html sitesinde çekiliş var. umarım kazanan ben olurum. Sizde kazanmak isterseniz linke bakmanız yeterli.

Sevgiler :)


Daha önceki makalemde duyurmuştum bu hat sanatı Besmele panoyu bir kişiye hediye vereceğimi. Panonun detay fotoğraflarını buradan görebilirsiniz. 

Katılım için aşağıdaki adımları uygulamanız yeterlidir. 

* Blogumu sosyal medyada takip etmeniz. ( Aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz)
* Facebook, İnstagram yada Google + hesabınızdan linkli ve resimli olarak bu makaleyi paylaşmanız.(+5 hak kazanacaksınız )
* Blog sahibi bloggerlar bloglarında paylaşırsa +5 hak kazanacaktır.
* Paylaşım linklerinizle birlikte bu makale altına yorum bırakmanız. (Facebook kullanıcıları hariç olmak üzere, buradan yorum bırakamayan kişiler sosyal medya hesaplarımdan da ulaşabilir.)  

Son Katılım Günü : 28.02.2015 

Not:  Kargo tarafıma aittir. İşleme pano kullanılmamıştır. Katılım yurtiçi için geçerlidir. Çekiliş bloglarının çekilişi kabul edilmeyecektir.  Çekiliş süresinde takipten çıkan ya da sonrasında çekiliş paylaşımlarını silenler çekilişe katılımı iptal edilecektir. Random. org ile çekiliş sonucu tespit edilecek ve yayınlanacaktır.  Çekilişi kazanan 3 gün içinde dönüş yapmaması halinde çekiliş tekrarlanacaktır. 
       yedek ruloluk       tuvalet kağıtlık   

Bol şanslar. Hoşçakalın :)
Derya

27 Ocak 2015 Salı

Almanak 2014

Hepinizin bildiği gibi NTV her yıl almanak yayınlıyor. Yani geçen yıldaki en önemli olayları, göze batanları tarihsel bir sırayla bizlere sunuyor. Ben almanakları severim çünkü bana hep o yılı tekrar gözden geçirme fırsatı sunar. Bu yıl da kendi almanağımı düzenledim. Gelecek yıllarda bakıp o günleri hatırlamak için. Malum 2014 benim hiç tatmadığım duyguları tattığım, hiç görmediğim yerleri gördüğüm ve daha pek çok şeyi ilk kez deneyimlediğim bir yıl oldu.

11 Ocak 2014- ABİM EVLENİYOR - Canım abim yoğun çabalar sonucunda nihayet evlendi. Kendimden çok onun evlenmesini istedim yıllarca ve kendimden çok onun için mutlu oldum evlilik adımı attığında. Allah hep güzel günlerini göstersin ikisininde.

8 Mart 2014 - BİR AYRILIK HİKAYESİ- Eşimin İstanbul'daki işinden ayrılması ve Bahreyn'e yerleşmesi... Bugüne dair en net hatırladığım şey Atatürk Havalimanındaki ayrılma sahnemiz. Ben memlekete eşim ise Bahreyn'e gidecekti. Ben daha sonra bilmediğimiz bir tarihte onun yanına gidecektim. O gün o bilinmezlik mi, yoksa daha çiçeği burnunda evliyken ayrılmak mı beni daha çok üzdü bilmiyorum... Allah kimseyi sevdiğinden ayırmasın.

27 Mart 2014 - SINAV- 20 yıllık eğitim hayatım boyunca girdiğim en zor ve stresli sınav, evet ÖSS'de dahil. Ben genelde testlerde veya yazılı sınavlarda rahatımdır, aklıma ne gelirse yazarım. Testse kafadan atarım. Çok çok o dersten kalırım diye düşünürüm hep yani asla kasmam. Ama bu sınav başkaydı. Karşımda alanında çok çok iyi 3 tane jüri benim o güne kadar ki, 10 yıllık üniversite geçmişim boyunca öğrendiklerimi test edeceklerdi. Soruların nereden geleceğini bilmiyordum ve adımı sorsalar tereddütle söyleyecek kadar heyecanlıydım. Önce yazılı sınava girdim çok şükür başarıyla geçtim. Ardından sözlüye aldılar. Sınavda o kadar heyecanlıydım ki sesim titreyerek cevapladım her soruyu. Neticede geçtim!! Şu an bile O An ı düşündükçe seviniyorum. Nasıl bir rahatlamaydı nasıl bir sevinç... Dünyayı kurtarmış gibi, tüm insanlığa iyilik yapmış gibi büyük bir yük kalkmıştı üstümden. Benim için çok büyük insanlık içinse çok küçük bir adım atmıştım sevgili tezime doğru :) Allah tüm sınavları başarıyla geçmeyi nasip etsin tüm öğrencilere.

28 Mart 2014 - HAYAT BİR SINAV- Bir gün öncesinde zor bir sınava girmiştim ama nereden bilebilirdim hayatımda daha zorlu bir sınavın beni beklediğini, hem de ertesi gün! Sınavdan çıkıp koşarak memlekete doğru yola çıktım. Gece bindiğim otobüs 13 saat yolculuktan sonra ancak memlekete geldi. Otogardan elimde bavulumla hastaneye gittim. Biricik babamın önemli bir ameliyatı vardı. Önemini çok sonra anlayacaktım. Ben gittiğimde ameliyattaydı, yaklaşık 5 saat sürdü. Ve ilk çıktığında sorduğu sınavımın nasıl geçtiği olmuştu. Şimdi düşününce o güne gittim ve burnum sızladı yine.  Çok şükür şimdi iyi. Canım babam... Size bir şey olmasın. Allah kimseyi sevdikleriyle ve hastalıkla sınamasın.

13 Nisan 2014 - ANNEANNEMİN GİDİŞİ -  O ana kadar hayatımda en çok sarsıldığım olaydı anneannemin vefatı. Bizim evlerimiz yanyana anneannemle. Tüm küçüklüğüm onlarda geçti. Tüm anılarımda o var. Evet hastaydı, rahatsızdı, yaşlıydı ama ben asla bu şekilde gideceğini düşünmemiştim. O benim hayattan ve insanlardan sıkıldığımda sığındığım sessiz bir limandı.  Son zamanlarda alzheimer ın etkisiyle çoğu şeyi unutur olmuştu ya da alakasız şeyleri hatırlamaya başlamıştı. Bende O nu sürekli konuşturup videoya çeker sonra da izler gülerdim. Yani çoğu zaman ağız dolusu gülümseme sebebimdi. Ama gitti... Eninde sonunda hepimizin gideceği gibi.  O günden sonra o videoları açamadım, hala izleyemem, fotoğraflarına da bakamam kolay kolay. Hala memlekete gidince ona uğrayacakmışım gibi hissederim, evlerinin önünden geçerken ışıklarına bakarım, lafı geçince rahmet dileyemem hala, sağolsun derim. Sanki sağ olacakmış gibi, sanki gitmemiş gibi...  Allah canlarımızın acısını göstermesin hele de zamansız ölümleri.

21 Mayıs 2014 - TAŞINIYORUZ - İstanbul'daki evi memlekete taşıdık. Uzun ev bulma süreçleri, eksiklerin tamamlanması derken yoğun ve yorgun bir dönemdi bizim için. Koca evi 2 kişi topladık ve yine yalnız başımıza memleketteki eve yerleştirdik. Allah kimseyi yalnız bırakmasın ve ev taşıyana güç kuvvet versin :)

1 Temmuz 2014 - BAHREYN MACERASI - Zorlu geçen pek çok süreçten sonra sonunda okuldan izin aldım ve uzun bir süre kalmak üzere Bahreyn'e gittim. Orada çeşitli olumsuzluklar gerçekleşse de iş konusunda, zaman zaman istifayı düşünsem de yoğun gayretler sonucunda herşey yoluna girdi ve ben okuldan 1 yıllık ücretsiz izin almayı başardım ve dil kursuna başladım. İlk kez ailemden, arkadaşlarımdan, büyüdüğüm şehirden bu kadar uzun süre ayrı kaldım. Çok şey öğrendim, çok güçlendim. Yine de Allah kimseyi evinden yuvasından ailesinden dostlarından ayrı koymasın.

5 Kasım 2014 -  GALİBA ANNE OLUYORUM - Bu dönemi çok yazmak istemiyorum, karla karışık yağmurlu gibiydi içim. Hem aşırı mutlu hem aşırı korktuğum, çok güzel, çok başka bir duygu hissetmeye başladığım bir dönemdi. O dönemde düşündüğüm gibi bence annelik Allah ın insanlığa verdiği en büyük nimet. Tüm isteyenlere versin inşallah Rabbi'm.

25 Kasım 2014 - BEBEK GİTTİ - O günü ve öncesindeki bikaç günü hatırlamak istemiyorum ve düşünmediğim için de eskisi kadar hatırlamıyorum artık. Hiç beklemediğimiz bir şekilde, sebebini anlamadan gitti bebeğimiz. O dönem çok üzüldük ama şu an başkası yaşamış gibi geliyor tüm olanları. Bizim henüz çok küçüktü çok yeniydi herşey ama yine de çok zordu. Allah kimseye böyle acıları göstermesin.

Böyle yazmaya başlayınca ne çok şey yaşamışız geçen yılda diye düşündüm. İnşallah burada, 2015 Almanağımda güzel şeyler yazarım.
Sevgiler


15 Aralık 2014 Pazartesi

Aliexpress'ten Alışveriş Nasıl Yapılır?

Aliexpress; hepinizin bildiği gibi çin alışveriş sitesi. Aslında çoğu insan tarafından yıllardır bilinmesine rağmen ben bu yıl varlığından haberdar oldum. Başlarda güven konusunda tedirginlik yaşasam da ufak miktarlardaki alışverişlerle giderek ısındım ve pekçok şeyi buradan almaya başladım. Bugün size aliexpress in mantığını, nasıl alışveriş yapılacağını ve benim neler aldığımı anlatmak istiyorum. Öncelikle aliexpress te tıpkı sahibinden.com gibi farklı pek çok satıcı var. Sizin alışveriş için öncelikle siteye üye olmanız gerekiyor. Üyelikten sonra ihtiyacınıza göre ürünleri aratmanız gerekiyor. Ürün aratırken  ben yüksek puanlıları ya da en çok satanlar ı tercih ediyorum. Böylece hem güvenilir satıcılardan ürün almış oluyorum hem de trendleri daha kolay takip edebiliyorum.  
Mesela aşağıdaki aramamda saatleri en çok puan alan satıcılara ve en fazla sipariş edilen ürünlere göre sıraladım bu sonuçlar çıktı. Burada dikkat etmeniz gereken son husus ücretsiz nakliyeli(yani free shipping) ürünlere öncelik vermeniz. Çünkü ürünler Çin'den geldiği için kargo ücreti üründen daha pahalı olabiliyor. Ben şu ana kadar hep ücretsiz nakliyeli ürünler aldım. 



Alacağımız ürünü seçtikten sonra siteye giriş yaparak seçtiğimiz ürünü sepete atıyoruz.

Sepete attıktan sonra karşımıza yukarıdaki ekran geliyor. Bu ekrandan sonra işlemlerimiz artık ingilizce olarak devam edecek. Yukarıda gördüğünüz gibi ben tuzluk ve biberlik seçtim. Ürünleri sipariş vermek için Place Order seçeneğine tıklıyoruz. Üstte de gördüğünüz gibi benim ürünüm 5$ ve shipping yani kargo maliyeti sıfır. 
 Son işlemimiz kredi kartı ve adres bilgilerimizi vererek alışverişimizi tamamlamak. Bu aşamada karşınıza gelecek olan ekran şu şekilde olacak;



 Bundan sonraki işlemler normal Türk alışveriş sitelerindeki gibi. Kartınızdaki bilgileri girerek alışverişinizi tamamlıyorsunuz. Ben alışveriş için kredi kartımı kullandım ancak limiti 200TL civarında olduğu için çok korkmadım. Eğer sizin güvenlikle ilgili korkunuz varsa limiti düşük bir sanal kart oluşturarak alışveriş yapabilirsiniz. 

Ben bu siteden şimdiye kadar 15'e yakın ürün aldım. Hiçbirinde problem yaşamadım. Sadece 1 ürünüm kırık geldiği için fotoğraflarını çekip satıcıya gönderdim ve o da bana ödemeyi tekrar yaptı. Zaten aliexpress in temel mantığı şu; siz ödemeyi satıcıya değil siteye yapıyorsunuz. Eğer ürünün elinize sağlam şekilde geldiğini onaylarsanız paranız satıcının hesabına geçiyor. Eğer ürün gelmediyse veya hasarlı geldiyse site size ödemenizi geri iade ediyor. 

Gelelim benim buradan neler aldıklarıma. Sitede ev eşyalarından kıyafete, takıdan ayakkabıya pek çok seçenek var. Ancak ben kıyafet konusunda hala internetten alışveriş yapamıyorum. İlla ki deneyip üzerimde görmem gerekiyor. O yüzden daha çok güneş gözlüğü, saat, takı gibi seçeneklere yöneldim. Aşağıda aldığım ürünlerin bir kısmının görsellerini bulabilirsiniz; 

Açıkçası hem bu gözlük hem de saat beklediğimden çok daha kaliteli geldi. Ben bu tip markasız gözlükleri daha çok aksesuar amaçlı kullanıyorum. Eğer güneşleneceksem veya uzun süre dışarıda olacaksam kaliteli gözlükler kullanıyorum ki gözlerim zarar görmesin.  Bu arada ben bu gözlüğü ve saati birlikte 5$'a yani yaklaşık 12 TL ye aldım. 

Bu cep telefonu kılıfını ise 5 TL ye. Türkiye'de bu kılıfların taşsız olanlarının dahil 10 TL olduğunu düşünürsek baya cazip geldi bana. 


Bu gördüğünüz gözlükleri de yine 5 er liraya aldım. Solda gördüğünüz gözlüğün paketi ezildiği için ürün kırık geldi ancak dediğim gibi satıcı ödememi geri iade etti.

Bu ürünlerin yanı sıra kardeşimin fotoğraf makinesi için lens kiti de aldık. O da Türkiye'ye göre oldukça ucuzdu ve kardeşim çok memnun kaldığını söyledi. Ben siteden daha pek çok ürün aldım ancak hepsi farklı yerde olduğu için fotosunu çekebildiklerimi burada yayınladım. Dediğim gibi satıcının puanı yüksekse tereddüt etmeden alışveriş yapabilirsiniz. Bir de unutmadan site özel günlerde pek çok üründe indirim yapıyor. Mesela en son 11.11 (11 Kasım) indirimi vardı ki yine ben pek çok şeyi yarı fiyatına kaptım. Ürünlerim geldikçe sizle fotoğraflarını paylaşacağım. Tereddüt ettiğiniz bir husus olursa paylaşabilirsiniz. 

İyi alışverişler sevgiler :)






14 Aralık 2014 Pazar

Evlilik Yıldönümü Pastası / 1st Anniversary Cake


Malum Bahreyn'de yaşadığımız için kutlamalarda ve özel günlerde olanaklarımız biraz kısıtlı oluyor. Bu yüzden kutlama için her detayla benim birebir ilgilenmem gerekiyor ve hazır birşeyler alma imkanım maalesef olmuyor. Bu yüzden çok ufak çaplı hazırlıklar yapmak durumunda kaldım. Öncelikle kafamda kutlamanın renklerini belirledim daha sonra da eşime alacağım hediyeyi. Bundan sonra da detaylar kaldı...
Ben kutlama için pasta yapmak istedim. İnternette yapılışını gördüğüm 1 yaş pastasını 1. evlilik yıldönümümüze uyarladım. Aşağıda pastanın yapılış aşamalarına yer verdim. Eğer sizde denemek isterseniz hiç düşünmeden deneyin, yapılışı çok kolay.

Benim gördüğüm tarifte pastanın kek kısmı evde pandispanya hamuru ile hazırlanmıştı. Ancak benim kek yapmak için kek kalıbım ve çırpıcım olmayınca markette 3lü satılan baton keklerden kullandım.

Baton kekleri fotoğrafta gördüğünüz şekilde sıraladım. Benim kekimin ortası çok fazla kabarık durduğu için orta kısmı düzledim. Kekin alt kısmında gördüğünüz gibi kenarların pütürlerini gidermek için kesip düzleştirdim. Daha sonra her 3 parçanında ortasını kestim. Kekleri  önce süt ile ıslattım. Daha sonra aralarına muz ve pudingi koyup kapattım. Burada dikkat edilmesi gereken husus kekin bir kısmı aşağıda bir kısmı yukarıda kalmışsa bunu arasına koyduğunuz puding ve muzlarla dengelemek. Bir de parçaları pudingle birbirine sabitlemeniz gerekiyor. Tam parçaların birleşme yerlerinde boşluklar varsa orayı pudingle doldurup yapıştırabilirsiniz. 



Daha sonra ise pastanın üstünü ve yanlarını pudingle kapladım. Burada pudingi çok fazla kullanmadım ki bonibonlarımız kayıp düşmesin. Ben pudingi keke yedirerek sürdüm böylece yüzeyde çok fazla puding kalmamış oldu. Daha sonra ise bobinonlarımı döşemeye başladım. Bonibonlu pastaların en büyük handikapı bir süre sonra bonibonların erimesi ve renklerin birbirine karışması. Ben bonibon olarak M&M's kullandım. Bu marka bonibonlar erimeden gecenin sonuna kadar dayandılar. 




Üst fotoğrafta gördüğünüz gibi bonibonları kekin üst kısmına döşedim. Aslında benim gördüğüm tarifte yan kısımlara da döşenmişti ancak ben bir türlü sabitleyemeyince yanlar sadece pudingli kalmış oldu.  



Aşağıda da kutlama masamızı görüyorsunuz. Buradaki bir marketten aldığım kaplama kağıtlarını kullanarak masamı kapladım :) Malum benim konsept renklerim gold ve kırmızı idi. O yüzden masayı ahşap haliyle kullanmak istemedim. Örtü de ayarlayamayınca böyle bir çözüm buldum. 



İşte mütevazi kutlamamız bu şekilde geçti.  Yaptığım yemekleri ve limonata tarifini ise daha sonra vereceğim. Sevgiler 



Weekend Activities in Bahrain / Bahreyn'de Haftasonu Aktiviteleri



Bahreyn e gelelim tam olarak 5 ay olmuş. Başlarda herşeyin zor geçeceğini düşünürken şu an bu kadar çabuk geçmiş olmasına inanamıyorum.  Hayatta gerçekten sabırla ve umutla herşey atlatılıyor. Epeydir buraya yazamıyorum. Çünkü çok şey atlattım, ağır sınavlar verdim ama şu an tekrar hayatım eski durağanlığına ve rutinine döndü.

Bahreyn e geldiğimizden beri eşimle her haftasonu kahvaltı için alternatifler aradık. Ancak bu arayışımız sitenin havuzu başında piknik yapmaktan öteye geçemedi ne yazık ki. Ta ki bugüne kadar. Bugün eşimle beraber yeni bir keşfe çıktık.  Evimizin balkonundan gördüğümüz ve sürekli merak ettiğimiz Ritz Carltona gitmeye karar verdik. Aralık ayında havanın sıcaklığı içimize işledi. 

 


Görüldüğü üzere cennet gibiydi heryer. Bahreyn de hiç alışık olmadığımız üzere yemyeşil bir doğa ve yürüyüş yapan insanlar... eğer sizinde buralara yolunuz düşerse kendinize benden İngiliz çayı eşliğinde bi kruvasan ısmarlayın :)  

Sevgiler







I have been Bahrain almost 5 months. I dont believe it. how time flies! I couldnt write here for a long time. I had a bit of a bad time. But now everything is ok and bad times is past. If you have a patience and you believe that next good days, everything will be nice.  Only a little patience...

Anyway, today my hubby and me went to Ritz for brunch. It s amazing... 

 

As you see the photograph we like there where look likes heaven. If you come to bahrain one day, you should visit there. And you should drink a cup of British tea with kruvasan. 

 


Have a nice weekend...  

24 Kasım 2014 Pazartesi

I can do it!

Hello dear friends, 

No longer I try to write in English. I hope i can be successful. 


Take care...


11 Ağustos 2014 Pazartesi

Şehriyeli Nohutlu Bulgur Pilavı

Malzeme Listesi: (2 kişiliktir)

2 çay bardağı bulgur
5 çay bardağı sıcak su (Ya da et suyu)
3/4 çay bardağı şehriye
Nohut
Tuz
Karabiber
2 kaşık zeytinyağı

Hazırlanışı:

Bulgur pilavı hem kısa sürede hazırlandığı hem de yapımı kolay olduğu için benim baş yemeklerimden biri. Bugünse çok ufak değişikliklerle yaptım ve sac kavurmanın yanına çok yakıştırdım. Öncelikle pilavı yapacağımız tencereye  zeytinyağı ve şehriyemizi koyup kavuruyoruz.


Şehriyeler kahverengileşmeye başlayınca içine 2 çay bardağı bulgurumuzu atıyoruz ve 2 dk kadar da bulguru kavuruyoruz. Üzerine daha önceden pişmiş nohutlarımız varsa ekliyoruz ve arkasından da sıcak suyumuzu ekleyerek tencerenin ağzını kapatıyoruz. Aslında ben sıcak suyu göz kararı koydum. Gözkararından kastım bulguru 1-2 cm geçecek şekilde. Ancak siz 5 çay bardağı koyarsanız yeterli. 

                   

Suyu koyduktan sonra tuzumuzu ekleyip önce 5dk kadar yüksek ateşte pişirip daha sonra altını iyice kısıyoruz ve pilavımızı suyunu çekene kadar pişmeye bırakıyoruz.  Bulgur pilavının en güzel yanı lapa olma veya diri kalma gibi bir durumu yok. Bu anlamda çok stressiz bir yemek. Lapa olduysa kısık ateşte biraz daha pişirir diri olduysa da biraz daha sıcak su ekleyerek işi çözebilirsiniz. Pilavımız piştikten sonra üzerine bolca karabiber serpiyoruz ve küçük bir tavada ısıttığımız zeytinyağını ekliyoruz. İşte bu kadar bulgur pilavımız servise hazır


Afiyet bal şeker olsun




Antep Usulü Sac Kavurma






Sac kavurma aslına çoğu kişinin bildiği, en azından kurban bayramlarında yaptığı, yediği muhteşem ötesi bir lezzettir. Açık konuşmak gerekirse ben evlenene kadar işin sadece yemek kısmıyla ilgilendiğim için nasıl yapıldığını bilmiyordum. Ancak evimizin gerçek şefi sayesinde diğer pek çok yemek gibi bunu da öğrendim.Bizim şefimizin nasıl yaptığına gelirsek;

Malzeme listesi: (2 kişilik yemek için)

200gr az yağlı kuzu eti
2 kaşık zeytinyağı
1 tane kuru soğan
1 tane domates
Yeşil biber
Sıcak su
Tuz, karabiber, kırmızıbiber

Hazırlanışı:
Bizim evde etin pişme usulü hangi yemek yapılırsa yapılsın önce kendi yağında eti iyice kavurmak daha sonra da su ekleyip haşlamak. Sac kavurmada da öncelikle etimizi ufak ufak doğradık. Biz az yağlı kuzu eti kullandık. Bahreyn de kuzu etleri kokmadığı ve dana etine göre daha lezzetli olduğu için biz onu tercih ediyoruz ancak siz dana etiyle de yapabilirsiniz tabi ki. Doğradığımız etleri teflon tavamıza alıp altını orta hararette açtık. Daha sonra tavanın iyice ısınmasıyla altını kısıp pişirmeye bıraktık. Bu aşamada et önce suyunu salıp daha sonra da içine çekiyor. ( (Tavadaki toplam süre yaklaşık 30-40 dk) Et suyunu içine çektikten sonra biraz daha kavurup üzerine sıcak su ekliyoruz ve tencerenin kapağını kapatarak pişmeye bırakıyoruz. Eğer eti tavayı ısıttıktan sonra tavaya atarsanız suyunu salmıyor, bazı uzmanlar etin besin değerini koruması açısından bunu daha sağlıklı bulsalar da biz bunu tercih etmedik çünkü eti sertleştiriyor. Etlerimizin piştiğini anlamak için çatalla ikiye bölmeyi deneyebilirsiniz. Et piştiyse zaten lokum gibi dağılıyor. Pişmediyse kapağını kapatıp pişirmeye devam edebilirsiniz. Etimiz piştikten sonra suyunu pilav için süzüyoruz. (Ben kavurmanın yanına pilav yapmıştım ancak siz et suyunu saklayıp daha sonra başka yemekler için kullanabilirsiniz). Tavamızın içine önce 2 kaşık kadar sıvıyağımızı daha sonra ufak ufak doğradığımız 1 adet soğanımızı alıyoruz. Soğanları biraz karamelize oluncaya kadar kavurduktan sonra içine pişen etlerimizi alıyoruz. Son olarakta isteğinize bağlı olarak yeşil biber ve 1 adet domatesimizi doğruyoruz. Ve tavamızın kapağını kapatarak yemeğimizi çok kısık ateşte pişmeye bırakıyoruz. 10dk bu şekilde piştikten sonra altını kapatarak servise hazır hale getiriyoruz.

Şehriyeli bulgur pilavıyla servis edebilirsiniz.
Afiyet olsun